Çörek Otu

Çörek Otu

Bülent Hatiboğlu

M. D. Anderson Kanser Merkezi(Houston,TX,USA)

Peygamber efendimiz;

"Şu çörek otunu kullanmaya devam edin, çünkü onda ölümden başka her hastalığa şifa vardır"

"Muhakkak ki kara habbede samdan başka her derde bir şifa vardır. Sam, ölümdür. Kara habbe ise kendisine şuniz denilen çörek otudur"

Hadis-i şerifleriyle çörek otunun önemine 14 asır önce dikkat çekmiş ve günümüz bilimine ışık tutmuştur.

Peygamber Efendimiz (s.a.v), çörek otunu bizzat kendisi kullanmış ve Ashab-ı Kiram'ına da değişik vesilelerle tavsiye etmişlerdir. Hz. Enes (r.a.),

"Allah'ın Elçisi (s.a.v), hastalandığı zaman, bir avuç çörek otu alıp, onu su ve bal ile karıştırıp içerdi"

şeklinde rivayet etmiştir. Yine başka bir Hadis-i Şeriflerinde Resulullah Efendimiz (s.a.v),

Hz. Ali (r.a.) ye "Yâ Alî! Yemeklere çörek otu koy. O, ölüm hâriç her derde devâdır"

buyurmuşlardır. Alemlere rahmet olarak gönderilmiş olan Peygamber Efendimiz (s.a.v), bütün insanlığı her konuda aydınlatmış ve yol göstermiştir. Çörek otunun insan sağlığı için olan önemini de günümüzdeki bilimsel imkan ve araştırmaların olmadığı bir dönemde belirtmesi ve insanlara tavsiye etmiş olması bunun sadece çok küçük bir örneğidir.

Çörek otu, latincede Nigella sativa olarak bilinen, Akdeniz ülkelerinde, Suudi Arabistan, Afrika ve Asya nın bir bölümünde yetişen bir bitkidir. Çörek otu, içerisinde insan vücudu için gerekli olan protein, karbonhidrat, yağ asitleri, kalsiyum, potasyum, çinko, demir, magnezyum, selenyum, A, B ve C vitaminleri gibi birçok temel besin elamanlarını içermektedir. Ayrıca, bileşiminde bulunan Thymoquinone ve Nigellone maddeleri şu ana kadar tespit edilmiş ve çörek otunun tedavi edici etkilerinden sorumlu olduğu belirlenen maddelerden bazılarıdır.

Çörek otunun değişik hastalıklarda tedavi edici etkileri dünyanın her yerinde bilim adamlarının ilgisini çekmiş ve bu konuyla ilgili birçok araştırma yapılmıştır. Bu çalışmalardan sadece bazılarını değişik hastalık gruplarını göz önünde bulundurarak anlatmaya çalışacağız. Buna dünyadaki en önemli sağlık sorunlarından birisi olan kanser ve kanser tedavisi ile başlayacağız.

Kanser, dünyanın her yerinde en önemli sağlık sorunlarından birisidir. Amerikan Kanser Cemiyeti'nin (American Cancer Society) resmi yayın organı olan CA: A Cancer Journal for Clinicians dergisinin 2009 yılı Kasım ayında yayınlanan makalede , yapılan istatistikler sonucunda 2009 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde 1,5 milyon yeni kanser vakası; 562.340 kanser nedeniyle ölüm, yani başka bir deyişle günde 1500 den fazla ölüm beklendiği ifade edilmektedir.

Bilim camiasının en saygın dergilerinden biri olan Moleclar Cancer Therapeutics'de yayınlanan bir makalede ,çörek otundan elde edilen Thymoquinone isimli maddenin tümör hücrelerinin çoğalmasını, çevre dokulara yayılmasını ve diğer organlara metastaz (başka organlara yayılması) yapmasını engellediği tespit edilmiştir. Daha detaylı bir şekilde açıklayacak olursak, çalışmada deney farelerinde insan prostat kanseri hücreleri verilmek suretiyle prostat kanseri oluşturulmuş ve yapmış oldukları deneylerle bu kanser hücrelerinin Thymoquinone tarafından tedavi edildiği ve ayrıca kanser hücrelerinin çoğalmasının ve yayılmasının engellendiği tespit edilmiş; bu etkilerin mekanizmaları açıklanmıştır. Ayrıca, çalışmada bu maddenin hiç bir yan etkisine rastlanmamıştır.

Prostat kanseri ile ilgili yapılan laboratuvar ve hayvan deneylerini içeren başka bir çalışmada ,Bir diğer çalışmada, Doxorobucin ve Etoposide gibi standart kemoterapilere dirençli olan kanser hücrelerine çörek otundan elde edilen thymoquinone ve dithymoquinone maddelerinin etkileri araştırılmış ve bu maddelerin kemoterapiden daha etkili olduğu gösterilmiştir.

2009 yılında Banerjee ve arkadaşları ,Cancer Research adlı bilimsel dergide yayınlanan makalelerinde çörek otu ekstresinden elde ettikleri Thymoquinone'un pankreas kanseri üzerine olan etkilerini araştırmışlar ve bu çalışmada Thymoquinone'un pankreas kanser hücrelerini moleküler düzeyde etkileyerek nuclear factor-kappaB (NF-kappaB), Bcl-2 gibi tümorden sorumlu maddelerin oluşumunu önlediği gösterilmiştir.

Buna ilave olarak, Thymoquinone'un pankreas kanseri tedavisinde kullanılan Gemcitabine ve Oxaliplatin isimli kemoterapetik ilaçların etkilerini önemli derecede arttırdıklarını göstermişlerdir.

Deney hayvanlarında Azoxymethane ile oluşturulan kolon (kalın barsak) tümörü modellerinde, ratlar (deney fareleri) çörek otu, değişik vitamin ve ilaçlarla 5 hafta boyunca beslenmiş ve bu süre sonunda bütün hayvanların kalın barsakları incelenmiş ve sonuç olarak da çörek otunun DNA hasarını ve kolon kanseri oluşumunu önlediği tespit edilmiştir .

M. D. Anderson Kanser Merkezi'nde yapılan ve çörek otundan elde edilen Thymoquinone'un kanser hücreleri üzerine olan etki mekanizmalarını araştıran bir çalışmada , Thymoquinone'un NF-kappaB'nin (NF-kappaB, değişik kanserojen, inflamatuar ve enfeksiyöz etkenler tarafından uyarılan ve kanser gelişiminde önemli rolü olan bir madde) aktivasyonunu engelleyerek etkisini gösterdiği bulunmuştur.

Buna ilave olarak, NF-kappaB aracılığıyla oluşan ve kanser oluşumuna etki eden antiapoptotik (IAP1, IAP2, XIAP Bcl-2, Bcl-xL, ve survivin), proliferarif (cyclin D1, cyclooxygenase-2, ve c-Myc), and anjiogenik (matrix metalloproteinase-9 ve vascular endothelial growth factor) maddelerin etkilerinin hücre içerisinde Thymoquinone tarafından yok edildiği gösterilmiştir. Makalede sonuç olarak da Thymoquinone'un özellikle lösemi ve diğer kanser türlerinde etkili bir tedavi yöntemi olabileceği belirtilmiştir.

Çörek otu ve balın kanser tedavisindeki yerini araştıran bir çalışmada kanserojen bir madde olan Metilnitrozüre, kanser oluşturmak üzere deney farelerine verilmiş ve 1. grup çörek otu, 2. Grup çörek otu ve bal ile, 3. grup ise normal diyet (çörek otu veya bal verilmeden) ile 6 ay beslenmişler. 6 ay sonunda hayvanlar patolojik olarak incelendiğinde 3. grupta yer alan, yani bal veya çörek otu verilmeyen deney hayvanlarında akciğer ve ciltlerinde inflamatuar lezyonların, kalın barsaklarında ise kanser oluştuğu ve kanlarında toksik maddelerin artmış olduğu gözlemlenmiştir.

Buna karşılık, bu lezyonların ve belirtilen kanserin oluşumunun, yalnız çörek otu ile beslenen grupta %80 oranında, çörek otu ve bal ile beslenen grupta ise 0 oranında önlendiği görülmüştür. Ayrıca, 1. ve 2. gruplarda kandaki toksin madde düzeylerinin çok ciddi derecede düştüğü gözlemlenmiştir. Makalede sonuç olarak, çörek otunun ve özellikle bal ile birlikte kullanıldığında inflamatuar olayların ve kanser oluşumunun önlenmesinde çok etkin olduğu vurgulanmıştır.

Son zamanlarda çörek otuna olan ilginin artması sonucu etken maddelerinden birisi olan Thymoquinone'un toksik etkilerinin araştırılması ihtiyacı ortaya çıkmış ve bu etken madde yapılan bir çalışmada test edilmiştir. Bu çalışmaya göre deneysel hayvan modellerine Thymoquinone değişik yollarla (ağız ve enjeksiyon yoluyla) verilmiş ve hayvanların karaciğer, kalp, böbrek ve akciğerleri histopatolojik olarak incelenmiş; sonuç olarak herhangi bir toksik etkiye rastlanmamıştır.

Ayrıca ağız yoluyla alınan Thymoquinone'un toksisitesinin olmadığı ve kanda yeterli düzeye ulaştığı gösterilmiş, bu yolun en etkin ve güvenli olduğu belirtilmiştir.

Sonuç olarak çörek otunun, yapılan bilimsel çalışmalar sonucu elde edilen ön verilerle kanser tedavisinde ne kadar önemli olduğu tespit edilmiş, daha da önemlisi çörek otunun kanser oluşumunu da önlediğine dair bilimsel veriler çalışmalarda gösterilmiştir.

Bunun yanında herhangi bir toksik etkiye de rastlanmamıştır. Bütün bu gelişmeler, bilim camiasının dikkatini çekmiş ve bu konuyla ilgili çalışmalara da hız verilmiştir. Yapılan yeni çalışmalar, literatürdeki bilgiler dışındaki hangi hastalıklarda da etkili olduğunu tespit konusunda ve çörek otunun hücresel düzeyde hangi mekanizmalarla tümör hücrelerini yok ettiği ve kanser oluşumunu önlediğini tespit etmeye yönelik olmaktadır.

Bilimin günümüzde uzun araştırmalar sonucunda farkına vardığı çörek otunun tedavi edici etkisini, Âlemlerin Efendisi (s.a.v)

"Ölümden başka her hastalığa şifadır." diyerek 14 asır önce belirtmişti. Yalnızca bu örnek bile insanların Peygamber Efendimizin (s.a.v)'in sünnetine uymasıyla hem maddi hem de manevi sağlık ve huzura varacakları gerçeğini çok açık bir şekilde göstermektedir.

Not: Çörek otunun diabet, astım, allerji, akciğer hastalıkları, immün sistem (bağışıklık sistemi) ve başka diğer hastalıklar üzerine olan etkilerini de gelecek bölümlerde ele alacağız.